10 Kasım 2012 Cumartesi

AİLE YAPISI VE ÖNEMİ


Aile anne-baba ve çocuklardan oluşan en küçük toplumsal kurumdur. Günümüzde
gelişen ve değişen toplum yapısıyla birlikte aile yapısında da değişim kaçınılmaz olmuştur.
Hızlı kentleşme ve endüstri alanındaki gelişim aile yapısını da etkilemiştir.
Özellikle kırsal kesimde geleneklerin ağır bastığı geniş aile tipi yaygındır. Erkeğin
egemen olduğu bu aile ortamında üretim ve tüketim faaliyetleri hep birlikte yapılır. Geniş
ailede yetki erkekte, sorumluluk ise kadındadır. Aile düzeni büyüklerin deneyimleri ve
kararları doğrultusunda kurulur ve sürdürülür. Eşler çocuk eğitimi konusunda tek söz sahibi
olmayabilirler.



Toplumsal eğitim sonucu oluşan çekirdek ailede sorumluluklar tüm aile bireyleri
arasında paylaşılmıştır. Gerek çekirdek ailede gerekse geniş ailede bireylerin birbirlerine
karşı görev ve sorumlulukları vardır. Aile sosyal yapısı ile çocuk üzerinde etkilidir. Ailenin
yasalarla da belirlenen görev ve sorumlulukları vardır. Aile içinde bulunduğu toplumun
değer yargıların kültürünü, gelenek ve göreneklerini yansıtan, ayrıca kendi içinde özel bir
düzeni olan, çevresiyle iletişim içerisinde olan bir kurum olarak tanımlanabilir. Aile çocuğun
ilk sosyal deneyimlerini kazandığı yerdir. Çocukların gelişiminde aile yol gösterici ve
kuralları öğretici rol oynar. Çocuğun doğru ve yanlışı öğrenmesinde, cinsel kimliğini
kazanmasında, davranışlarını kontrol etmesinde, ailenin rolü çok büyüktür. Aile içinde yalnız
anne ve babanın görev ve sorumlukları yoktur. Çocuklar da yaş, cinsiyet, kişilik ve
yetenekleri doğrultusunda görev almalıdır.
Dengeli, etkili bir sorumluluk paylaşımı ailenin iyi yaşam koşullarına ulaşmasında rol
oynar. Ailenin oluşmasın’da rol oynayan duygu ve sevgidir. Kadın ve erkek birbirlerini
sevdikleri için evlenmeye karar verirler. Çocuk sevgisini yaşamak için de anne-baba olmaya
karar verirler. Sevgiyle büyüyen bireylerin ruh sağlıkları yerinde olur. Sevgi, saygı, hoşgörü
ve anlayışın hakim olduğu bir ailede büyüyen çocuk kendini ve çevresindekileri seven,
kendisiyle ve hayatıyla barışık, özgüveni yüksek bir birey olarak yetişir. Uyumlu ve özgür
bir aile içinde dengeli ve tutarlı ilişkilerle büyüyen çocuk, bir birey olarak yetişkin yaşamına
ulaşabilir.
Aile birliğindeki çökme ve çözülmelerin artması toplumsal sorunları da çoğaltır. Bu
nedenle aile, çocuk ve toplum açısından hem önemli hem de birleştirici rol oynar. Dünya
üzerindeki bütün ailelerin bir tek, ortak yanı vardır: İnsanlar kim olduklarını ve nasıl bir kişi
haline geldiklerini aile içinde öğrenirler. Açık ve etkin iletişim mutlu ve huzurlu ailelerin
ortak özelliğidir.

Başarılı Anne-Baba Olmaya Hazır Olma

İnsanların görevlerinden biri türünün devamın sağlamak amacıyla çocuk
yetiştirmektir. Bunu yapabilmesi için bazı koşulların uygun olması gerekir. Öncelikle annebaba
adaylarının sağlıklı ve uyumlu bir ilişki içinde olmaları gerekir. Ailenin bakabileceği
kadar çocuğa sahip olmaları da çok önemlidir. Eşlerin evlenirken dikkat etmeleri gereken
bazı faktörler vardır. Bunlar:

Evlilikte Uyum

Başarılı anne-baba olma, evliliğin ilk günlerinden itibaren eşler arasında uyumlu
ilişkiler kurmakla başlar. Eşler öncelikle dengeli ilişkiler kurabilen, evlilikten beklentilerini
bilen, rollerini bilen, benimseyen bireyler olmalıdırlar. İyi anne-baba olmadan önce iyi eş
olmanın evliliği başarıya götüreceği unutulmamalıdır.
Çocuklar uyumlu ve güvenli bir aile ortamında kişiliklerini sağlıklı geliştirme olanağı
bulurlar. Çocuk anne ve babanın birbirine karşı sevgi ve bağlılığını gördükçe ruh sağlığı
yerinde bir birey olarak yaşama hazırlanır.

Evlilikte Sağlık

Çocuk sahibi olmak için temel koşul eşlerin fiziksel ve ruhsal yönden sağlıklı
olmalarıdır. Evlenecek bireyler hem kendi sağlıkları hem de eşlerinin sağlıkları hakkında
bilgi sahibi olmalıdırlar. Gelecek kuşakların sağlıklı olabilmesi için genetik yönden uyumlu
ve sağlıklı olmak çok önemlidir. Kalıtımsal hastalığı olan iki insanın evlenmeleri halinde
çocuk sahibi olmamaları önerilir. Kalıtımsal faktörler, akraba evliliklerinde çok önemlidir.
Akraba evliliklerinde kalıtımsal hastalıkların ortaya çıkması kolaylaşır. Özellikle şeker
hastalığı, zekâ gerilikleri, kan hastalıkları alerji v.b. hastalıkları bulunan akrabaların
evlenmeleri sağlıklı değildir. Evlilik büyük sorumluluk gerektiren bir kurumdur. Bedensel
engelli bireylerin çocuk bakımı konusunda zorlanacakları bir gerçektir. Aynı şekilde ruh
sağlığı yerinde olmayan anne-babaların sağlıklı ve mutlu çocukları yetiştirmeleri de
beklenemez. Uygun yaşta anne baba olmak da çocuğun, annenin ve babanın sağlığı
açısından çok önemlidir. Kendine güvenen, sorumluluk alabilen, bağımsız karar veren, örnek
davranışlarıyla çevresine uyum sağlayan, toplumsal kurallara saygılı olan, ruh ve beden
sağlığı yerinde olan birey iyi bir eş, iyi bir anne ve baba olabilir.

Evlilikte Duygusal Olgunluk

Evlenmek için duygusal olgunluğa erişen kişiler, evlendikten kısa bir süre sonra annebaba
olmak için de duygusal olgunluğa erişebilirler. Özellikle anne olmak için gereken
sorumlulukları yerine getirebilmek, kadının duygusal yönden güçlü ve olgun olmasını
gerektirir. Anne ya da baba olmaya hazır olmayan bireylerin, anne baba olmaya zorlanması,
hem anne-baba hem de çocuk açısından istenilir bir durum değildir. Çocuk sahibi olmak aile
ve toplum hayatının sürdürülmesi açısından önemlidir.

Evlilikte Ekonomik Yapı

Evlilikte uyumun sağlanabilmesi için bireylerin ekonomik bağımsızlıklarını kazanmış
olmaları gerekir. Anne-baba olmaya hazır olmanın koşulu; ekonomik durumun yeterli
düzeyde olması, doğacak çocuğun bakım ve eğitim giderlerinin planlanmasıdır. Aileye
katılan yeni bireyler ailenin ekonomik yükünü arttırmaktadır. Anne-babaların ekonomik
koşullara göre çocuk sayılarını belirlemeleri gerekmektedir.

Ailede Kişiler Arası İlişkiler

Ailede bulunan bireylerin iletişimi, onların ruh sağlığını önemli oranda etkiler.
Çocukların sağlıklı kişilik gelişimlerini aile içindeki ilişkiler oluşturacaktır. Karşılıklı saygı,
sevgi, hoşgörü ve fedakârlığa dayanan ilişkilerle yetişen çocuklar sağlıklı kişilik geliştirirler.

 Eşler Arası İlişkiler

Eş seçimi, kişilerin tüm hayatı boyunca onu etkileyecek en önemli tercihlerden
birisidir. Evlilik öncesinde çok iyi ilişkiler içinde oldukları halde, evlendikten sonra bunu
devam ettiremeyen eşler vardır. Eş seçiminde bilinçli seçimin yanında bilinç dışı eğilimlerin
de etkisi vardır. Evlilik öncesinde romantik duygular içinde bireylerin gerçek kişilikleri
gizlenebilir. Romantik duygularla, birbirine yeteri kadar tanımadan evlenen bireyler,
evlendikten sonra gerçek kişiliklerini göstermeye başlarlar. Evliliğin anlamını bilmeyen,
evlilik sorumluluğunu taşımayan bireylerin bu birliği sürdürmeleri zordur.

Evlilikte önemli olan kişiliklerdeki ayrılıklar değil, beklentilerdeki ortaklıktır. Eşlerin
birbirlerini sevmeleri, saymaları, birbirlerine güven duymaları, özenli, duyarlı, hoşgörülü,
paylaşımcı davranmaları evlilik bağını güçlendirir.
Aile içi ilişkilerde tartışmaların olması doğaldır. Anlaşmazlıkların ve tartışmaların
nasıl sonuçlandığı çok önemlidir. İletişim bozukluğundan en fazla çocuklar etkilenir. Çocuk
anne ve babasının problemlerini tartışarak olumlu bir şekilde çözdüklerine tanık olunca,
ileride kendi yaşamında karşılaşabileceği problemlere hazırlanma fırsatı bulur.Eşler
arasındaki ilişkinin çocuklar üzerinde kalıcı etkileri vardır.

Anne-Baba Çocuk İlişkileri

Çocuk hayata ilişkin bilgi ve becerileri anne ve babasından öğrenir. Anne-babanın
çocuğa karşı takındıkları tavır, bebeklik döneminden itibaren çocuk üzerinde derin ve kalıcı
izler bırakır. Çocuğa anne-babanın gösterdiği dengeli sevgi ve koruma duygusu, çocukta
güven duygusunun gelişimine yardımcı olur. Çocuk böylece insanları sevmeyi, onlarla ilişki
kurmayı öğrenir.
Çocuk anne ve babasını taklit ederek sosyal yaşama alışır. Aile içinden seçtiği örnek
kişi, bozuk kişilik yapısına sahipse, kötü davranış şeklinin çocukta da görülme olasılığı
yüksektir. Bu nedenle anne-babanın çocuğa iyi örnek olması çok önemlidir. Ebeveynlerin
sözlerden çok davranışlarıyla model olmaları gerekir.
Anne ya da babanın, tamamen bilinç dış, çocuğa aşırı düşkünlük göstermesi hem aile
hayatının mutluluğunu bozabilir, hem de çocuğu olumsuz etkileyebilir. Yine anne-babanın
gerçekleştiremediklerini bilinç dışı istek ve davranışlarını çocuklara yansıtmaları sonucu;
çocuğun kişilik özellikleri, ilgi, istek ve yetenekleri göz ardı edilerek yönlendirilmesi
çocukta olumsuz duygu ve davranışlara yol açabilir. Çocuğun benlik saygısı, düşüncelerinin
önemsendiği, sözlerinin dinlendiği, destek ve değer gördüğü bir aile ortamında gelişebilir.
Anne-babaların çocuğu korkutmadan, işbirliğine dayalı sağlıklı bir iletişim ortamı
hazırlamaları, çocukların olumlu düşünen, uyumlu, yaratıcı kendi kendini kontrol edebilen
bireyler olmalarını sağlar

Kardeşler Arası İlişkiler

Kardeşlik bağı, bir sevgi kaynağıdır. Kardeşler arasında zaman zaman rekabet ve
problemler söz konusu olabilir. Kardeşlerin iyi ilişkiler kurması ve bunu sürdürebilmesi
zordur, fakat imkansız değildir.
Kardeşlerin olumlu ilişki kurabilmesi için iletişimi engelleyebilecek etkenlerin
bilinmesi gerekir. Kardeşler arasındaki iletişim kıskançlık, saldırganlık, bencillik v.b.
davranışlarla bozulur.
Çocuklar küçükken bu davranışlardan kurtulamazlarsa ileriki yaşamlarında da ciddi
problemlerle karşılaşırlar. Anne-babaların çocuklara yaklaşımlarının farklı olması kardeşler
arası ilişkileri etkileyecektir. Çocuklarına adil davranan anne-babalar onların daha dengeli ve
olumlu ilişki içinde olmalarına yardımcı olur. Kardeş ilişkilerinde karşılıklı sevgi, saygı ve
sorumluluk olmalıdır.
Kardeşler arasında anlaşmazlıkların olması normaldir. Yetişkinler nedenini
bilmedikleri tartışmaların içine girmemeli ve taraf olmamalıdır. Çocuklar anne-babadan
yardım alamayacağını, tartışma konusunu kendilerinin çözmeleri gerektiğini bilmelidir.
Çocuklardan birinin korunması halinde diğer çocukta kardeşine ve anne-babasına karşı öfke
ve düşmanca duygular oluşabilir.

Ailede Bulunan Diğer Kişilerle İlişkiler:

Bazen ekonomik bazen de sosyal nedenlerle ailelerde büyükanne, büyükbaba, teyze,
hala, amca gibi akrabalar da bulunabilir. Çocukların bu kişilerle ilişkisi onun gelecekteki
yaşamını etkileyecektir.
Ailede yaşayan diğer bireyler önemli bir yer tutar. Kentsel yaşamda bu tip aile
yapısına çok az rastlanmakla birlikte kırsal kesimde daha çok görülmektedir. Özellikle dede
ve nineler geniş ailede en çok bulunan bireylerdir. Çocuklar dede ninelerinden, annebabalarından
daha çok sevgi ve ilgi gördükleri gözlenmektedir. Bu sevgi bazen hoşgörü
sınırlarını aşarak anne-babaları zor durumda bırakabilir. Bunun altında yatan neden, kendi
çocuklarını büyütürken düştükleri hatalardan rahatsızlık duyulmasıdır. Bu yüzden annebabaları
sıkça uyarırlar. Yaptıkları her şey çocukların hoşuna gider. Çalışmadıkları için
torunlarına daha çok zaman ayırabilirler. Anne-babaların yetiştirme tarzına ters düşen
davranışlardan rahatsız olmadıkları için ailede bulunan diğer bireylerle çatışmalar
yaşanabilir.
Günümüz koşullarında çalışmak durumunda kalan anne-babaların ailede bulunan diğer
bireylerin çocuk yetiştirmedeki olumlu katkılarına değer vermeleri gerekir. Aile içinde
çocuğun eğitimi konusunda anne-babanın görüşleri esas alınarak ortak bir görüşe
ulaşılmaktadır. Çocuk eğitiminde denge, tutarlılık ve süreklilik ilkesi, karşılıklı saygı, sevgi
ve dayanışma ortamı içinde sürdürülmelidir. Çocukların çocuk olmaktan kaynaklanan
özellikleri ailede bulunan diğer bireylerin verdikleri tavizin sınırlarını zorlayacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder